PORFİROFOBİ

PORFİROFOBİ 
(MOR RENK KORKUSU)
Porfirofobi, yunanca porphyros "mor" anlamına gelir.  Kromofobi'nin bir alt sınırıdır. Tüm renk fobilerinde karşılaşıldığı üzere bu fobide de asıl neden geçmişte yaşanılan travmatik bir deneyimdir. 


-Mor bir araba tarafından çarpılmak
-Çocukluk zamanlarında mor bir dolaba kitlenmek
-Mor bir elbise giydikten sonra yaşanılan taciz
-Küçükken mor herhangi bir yiyeceğin zorla yedirilmeye çalışılması, sonrasında mor renk korkusuna neden olabilir.

Porfirofobikler moru görmekten veya morla karşılaşmaktan kaçınmaya çalışırlar. Mor rengin diğer renklere oranla daha az karşımıza çıkması, çok sık tetiklenilmemesini, tetiklenildiğinde ise bunun güçlü bir şekilde gerçekleşmesine neden olur. 

Kişiler, üzüm, erik, patlıcan veya mor herhangi bir şey yemekten kaçınırlar.


Nedenler
Kesin bir nedeni olmamakla beraber genetik ve kişinin çevresi, bu durumun gelişmesinde çok önemli roller oynayabilir. Örneğin, bir kişinin ailesinde özellikle anksiyete bozuklukları veya spesifik fobiler olmak üzere akıl hastalığı öyküsü varsa, o zaman porfirofobi geliştirme şansı daha yüksek olabilir.

Bir kişi böyle bir genetiğe sahipken yaşadığı küçük bir olay sonrasında tam gelişmiş porfirofobiyi daha kolay bir şekilde bünyesinde barındırabilir.


Semptomlar
-Mor rengi düşünürken kaygı
-Mor renkten sürekli kaçınmak
-Bu endişeyle baş edememe
-Hızlı nabız
-Yüksek kan basıncı
-Kas gerginliği
-Titreme
-Aşırı terleme

Panik atak, porfirofobi semptomları yaşayan herkes için her zaman geçerli olmasa da, özellikle semptomları çok şiddetli kişilerde ortaya çıkması mümkündür.


Tedavi
Bu durum için özel olarak tasarlanmış bir tedavi yoktur. Tedaviler, çoğunlukla semptomları iyileştirmeye yöneliktir. Bu tedavilerden bazıları, maruz kalma terapisi, bilişsel davranışçı terapi (CBT) ve bazı psikiyatrik ilaçları içerir.

Maruz kalma terapisi, fobilerden muzdarip insanlar için en yaygın tedavi biçimlerinden biridir. Maruz bırakma terapisi, terapistin hastayı belirli bir süre boyunca yavaş yavaş korkularına maruz bırakmasıyla çalışır. Porfirofobi ile ilgili olarak, terapist hastayı gözlemlemesi için mor nesnelere maruz bırakarak başlayabilir ve daha sonra hastanın dokunabileceği mor nesnelere maruz bırakabilir. Bunların hepsi, hastayı tekrar tekrar maruz bırakarak korkularına karşı duyarsızlaştırmaya yardımcı olmak içindir.  Teorik olarak, biri korktuğu bir şeye ne kadar çok maruz kalırsa, zamanla o kadar az rahatsız olur. 

TCMB, diğer koşulların yanı sıra yaygın anksiyete bozukluğu (YAB) ve obsesif kompulsif bozukluktan (OKB) muzdarip insanlara yardımcı olmak için sıklıkla kullanılan başka bir yaygın tedavi şeklidir. Ayrıca, porfirofobi gibi fobilerden muztarip insanların tedavisinde de etkili olabilir.


TCMB: Olumsuz düşünce kalıplarına meydan okumak ve uygunsa daha yararlı düşüncelerle değiştirmek için tasarlanmış bir terapi aracı olan bilişsel davranışçı terapi anlamına gelir. Amacı, davranışları değiştirmek veya zihinsel ve fiziksel bozuklukların semptomlarını hafifletmektir.

YAB: “sürekli, aşırı ve durumla uygun olmayan bir endişe durumu”


BDT, terapistin hastanın sahip olduğu belirli bir korku veya endişeyle ilgili olarak neden böyle düşündüklerini, hissettiklerini ve davrandıklarını ortaya çıkarmasına yardım etmesini sağlayarak çalışır.

CBT'ye katılan porfirofobisi olan biri, diğer şeylerin yanı sıra korkuları hakkında neden böyle düşündüklerini öğrenmeyi bekleyebilir. Bu tür şeyleri anlamak, porfirofobisi olan birinin mor renk korkusu hakkında düşünürken daha pragmatik bir yaklaşım benimsemesine yardımcı olabilir.


Psikiyatrik İlaçlar
Anti-anksiyete ilaçları: Bu tür ilaçlar panik atakları önlemeye yardımcı olmak için çok faydalıdır. Şiddetli porfirofobiden muztarip kişiler için son derece yararlı olabilir, çünkü fobileri olan kişilerde sıklıkla panik atak da görülür. Bazı yaygın anti-anksiyete ilaçları, diğerlerinin yanı sıra Xanax, Valium ve Klonopin'i içerir.



Yorumlar

Popüler Yayınlar