ÇİN SU İŞKENCESİ

İlk olarak 15. yüzyılın sonlarında veya 16. yüzyılın başlarında Hippolytus de Marsiliis tarafından tanımlandı. İtalya'nın Bologne yerlisi başarılı bir avukattı. Ancak avukatlığından çok Çin Su İşkencesi'ni ilk belgeleyen insan olarak tanındı.

Efsaneye göre Marsiliis, suyun devamlı olarak damladığı sert yüzeylerin aşındığını farketmiş ve daha sonra bunu insanların üzerinde denemiş. 

Bu yöntem, Efsane Terapötikleri Ansiklopedisi'ne göre, 1800'lerin ortalarında Fransız ve Alman akıl hastanelerinde kullanıldığı için bugünlere kadar gelebildi. O zamanlar bazı doktorlar deliliğin fiziksel nedenleri olduğuna ve su işkencesinin hastaları zihinsel rahatsızlıklarından iyileştirebileceğine inanıyorlardı.

Harry Houdini and the "Chinese Water Torture Cell" in Berlin 

Kafada biriken kanın insanların delirmesine neden olduğuna inanan bu görevliler, iç tıkanıklığı hafifletmek için bir "damlama makinesi" kullandılar. Kurbanlar, işkence öncesi kıpırdayamamaları için zaptediliyorlardı ve gözleri bağlanıyordu. Sonrasında yavaş yavaş soğuk su damlaları belirlenen bölgeye damlatılıyordu ve saatler sürüyordu. Kişi damlanın ne zaman geleceğini  kestiremiyordu. Her damla hareket ettirilmeden her defasında aynı yere damlatılıyordu. Bu da sancıyı arrtırıp insanların kafayı sıyırmasına neden oluyordu.

(Bu tedavi aynı zamanda baş ağrılarını ve uykusuzluğu tedavi etmek için kullanıldı - doğal olarak bir başarı kaydedilemedi.)

'Çin Su İşkencesi' terimi, 1892'de halk sözlüğüne girdi ve Overland Monthly'de "Uzlaşmacı" başlıklı bir kısa öyküde bahsedildi. Nihayetinde. terimi  ünlü yapan Harry Houdini oldu. 

1911'de ünlü illüzyonist İngiltere'de "Çin Su İşkence Hücresi" adını verdiği suyla dolu bir tank inşa etti. İki ayağı da bağlı halde baş aşağı suya indirildi. Seyirciler onu tankın cam cephesinden gözlemledikten sonra, mucizevi kaçışını perdeler örttü. The Public Domain Review'e göre, bu numarayı ilk kez 21 Eylül 1912'de Berlin'de seyirci önünde gerçekleştirdi.

*Çin Su İşkencesi sırasında psikoz yaygın bir yan etkidir. Psikoz epizodu sırasında, kurbanlar sanrılar, halüsinasyonlar yaşar ve gerçeklikle bağlarını kaybederler.