VAROLUŞ SENFONİSİ


Bir şeyin olumlu halini erken yaşta öğrendiğimizde, olumsuz halini yaşatmakla ilgili o kadar istekle dolmuyoruz. Olumsuz halini kavradığımızda ise karşıt durum 'olumluluk' keşfine giriyoruz. İstediğimizde bunu öğrendikten sonra gösterme eğiliminde olabiliyoruz. Harici durumlar ve karakterler şaşırtıcı seçimleri doğurabiliyor. Olumsuzlukla tanışmış kişi olumluluğu algılayabiliyor ancak olumlu şahsiyetler olumsuzlara kanat açamıyor. Gerçekleşme ihtimaline karşın ise bu, tatmin edici olmuyor. Kısaca, zorluğu tatmış kişi uyum sağlayabilirken, tatmamış kişi tökezliyor ve ağırlaşıyor. Belli oranda kötü sayılan insanların daha gelişmiş ve yüksek ruhlara sahip olmaları mümkündür.

Gelişime kapalı herhangi bir insan, varlığını ve benliğini betimlemekten yoksun, ıssız bir ermeni meyhanesini andırıyor. Bu denli soyutlaşmış ruhlar kayıp ve kimliksiz kalıyorlar. Kimliksiz kalışın çıplaklığı insanı utandırıp sürüklüyor. Bir insan ne kadar sosyal ve ne kadar tanınır olursa olsun bir kimlik problemi onu işkenceye ve intihara sürükleyebilir. Bu yüzden kimlik arayışı, çabası önemlidir. Bu sürecin bazıları için yılları alması oldukça yıpratıcı olacaktır ki, bu dahi bir intihar sebebidir. Ancak şu açıktır ki, bir arayış içinde olmak, yokluktan ve hiçlikten kat be kat iyidir. Çaba sarfetmeyen beyin ve düşünce zaman içinde kendi içinde geriye dönen çarkları anımsatır. Bunun verdiği, vereceği ızdırapla ilgili kişi, her zaman bilinç sahibi olamaz. Farkındalığı yoksunlaşmış ve kaybolmuştur. Varlıklarını ancak gerçek gözlemciler gözlemler ve yorumlar. Bir uyarı halinde saldırıya geçebilir, inat duygusuyla pişip dibe batabilirler. Bu, onlar için acı verici olsa da, asıl acı veren gerçeklikten uzak bir hüzün yaşadıklarının da bilincinde değillerdir. Bütün bir ıskalama hali onları yorar. Klasiklerine döner, oyalanma halinde bir debeleniş yaşarlar. Buna bir yandan yetinme duygusu eşlik eder. Yetinme duygusu karakter karakter değişse de, mevcut durumda incitici bir ögedir. Yerinde saymak, herhangi bir inanca yamalanıp insanların önüne sunulduğunda, farkındalık sahibi olmayan kişi sorgulamaksızın bunu beynine kodlayacaktır. Bu kodlayıştan sonra işler biraz umutsuzluğa itilir, çünkü ihtimaller düşmüştür. Bu noktada verilmesi gereken karar, o kişi karşısında kendini yormamak ve kendine odaklanmaktır. Kişi ne zaman bir karar alır ve bu durumdan sıyrılır, o zaman umut vadetmeye başlar. Umut vadeden insanlar gelişime açık, hür ve nitelikli hareketler sergilerler. Edinilen amaçlar, yerlerine teslim edilip sindirilir ve takdir edilirler.

Olumsuzluktan doğan biat, piştikçe hürriyetini eline alır, belli noktalarda benliğini dizginler ve ahenk içinde dans eder. Kendi lügatını oluşturup evrenine baktığında bu sefer gözleri huzurla parlayacaktır. Bu içten zafer, devrim niteliğindedir...


Yorumlar

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar